Merhaba, bugün size Helicobacter pylori tedavisinden bahsedeceğim. Daha önce de bu konudan kısaca söz etmiştik; şimdi ise tedavi süreci, kullanılan ilaçlar ve takip yöntemleri hakkında daha ayrıntılı bilgi vereceğim. Helicobacter pylori, mide ülseri, gastrit, onikiparmak bağırsağı ülseri ve nadiren mide lenfomasına kadar uzanan çeşitli hastalıklara yol açabilen bir bakteridir. Türkiye’de toplumda pozitiflik oranı geçmiş yıllarda oldukça yüksekti, ancak hijyenin artması ve bilinçlenme sayesinde gençlerde görülme sıklığı azalmıştır. Orta yaşlı ve yaşlı popülasyonda ise hâlâ sık karşılaşılmaktadır.
Tedavi süreci genellikle 15 günlük antibiyotik tedavisi ile başlar. Bu antibiyotiklerin ardından mideyi koruyan ilaçlar bir süre daha kullanılır ve ortalama iki aylık bir süreç tamamlanır. Tedavi sonrasında, midenizde biyopsi varsa endoskopik olarak, yoksa biyopsi alınarak Helicobacter pylori’nin temizlenip temizlenmediği kontrol edilir. Alternatif olarak üre nefes testi, nükleer tıp yöntemleri veya dışkıda antijen bakılması gibi yöntemlerle de bakteri varlığı değerlendirilir.
Tedaviye rağmen şikayetleriniz devam ediyorsa, öncelikle bakterinin temizlenip temizlenmediği kontrol edilir. Eğer temizlendiyse, şikâyetlerin başka nedenleri araştırılır ve uygun tedavi planlanır. Bazen ise tedaviye rağmen Helicobacter pylori midede varlığını sürdürür. Bu durumlarda basamaklı tedaviler uygulanır. İlk basamak tedavi uygulanmış ve başarılı olmamışsa, ikinci veya üçüncü basamak tedavilere geçilir. Tedavi başarısızlığının en sık görülen nedenleri arasında antibiyotik direnci, hastanın ilaç kullanımına uyumsuzluğu veya tedaviyi aksatması, ilaç intoleransı ve yan etkiler yer alır.
Birden fazla tedavi başarısız olmuşsa, antibiyotik direnci testi yapılır ve buna göre hastaya en uygun tedavi seçilir. Özellikle yaşlı hastalar, eşlik eden kronik hastalıkları olanlar ve çok sayıda ilaç kullanan kişilerde tedavi uyumsuzluğu ve direnç riski yüksek olduğundan, bazı durumlarda antibiyotik tedavisi uygulanmayabilir ve yalnızca takip önerilebilir. Dışarıdaki bazı bitkisel veya alternatif tedavi yöntemleri önerilse de, etkinlikleri bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Ozon tedavisi gibi yöntemler bazı çalışmalarda hafif gastriti olan veya tesadüfen Helicobacter pylori tespit edilen kişilerde kısmen başarılı bulunmuş olsa da, güvenilir başarı oranı olmadığı için rutin olarak önerilmez.
Özetle, Helicobacter pylori tedavisi planlanırken hastanın yaşı, eşlik eden hastalıkları, ilaç uyumu ve önceki antibiyotik kullanımı dikkate alınır. Tedavi sonrasında mutlaka kontrol testleri yapılmalı, gerekiyorsa basamaklı tedavilere başvurulmalıdır. Bu yaklaşım tedavinin etkinliğini artırır ve uzun vadede mide hastalıklarının önlenmesine katkı sağlar.