Kolonoskopide yeni teknolojiler

Bugün sizden çok sık gelen bir sorunun üzerinden gitmek istiyorum. Kolonoskopi, ismini duyunca herkesin biraz gerildiği bir işlem ama aslında eskisi gibi korkutucu bir şey değil. Hem nasıl yapıldığını hem de neden bu kadar önemli olduğunu en anlaşılır haliyle anlatayım.

Kolonoskopi dediğimiz işlem, incecik, esnek bir hortumun ucundaki kamera ve ışıkla bağırsağın içine girip içeriyi ayrıntılı bir şekilde incelememiz demek. İçeride yara var mı, polip var mı, iltihap mı başlamış, tümör mü oluşmuş, hepsini bu şekilde görüyoruz. Gerekiyorsa aynı anda küçük örnekler de alıyoruz. Yani hem bakıyoruz, hem de teşhis için gereken işlemleri yapıyoruz.

Ama işin belki de en önemli kısmı, işlemden önce yaptığınız hazırlık. Bağırsak temiz olmazsa biz içeriyi net göremiyoruz. Görüntü net olmadığı zaman da bir şey var mı yok mu doğru değerlendiremeyiz. O yüzden birkaç gün öncesinden yediklerinize dikkat etmenizi istiyoruz. Posalı, kabuklu, çekirdekli şeyler bağırsakta kalıp görüntüyü bozuyor. Mesela karpuz çok masum gibi duruyor ama çekirdekleri bağırsakta takılıp kalabiliyor. Bu da hem işlemi zorlaştırıyor hem de sonrasında daha fazla gaz, ağrı ve şişkinlik yaşamanıza sebep oluyor.

Eskiden bağırsak temizliği için verilen ilaçların tadı kötüydü, içmesi zordu, bağırsakları çok kastırıyordu. Şimdi kullandığımız ilaçlar hem daha rahat içiliyor hem de bağırsakta su tutarak temizliği daha kolay hale getiriyor. Yani hazırlık süreci artık çok daha konforlu.

Asıl güzel gelişmeler ise cihazlarda oldu. Eskiden daha kalın ve daha düşük çözünürlüklü cihazlarla işlem yapıyorduk. Şimdi cihazlar hem inceldi hem de görüntü inanılmaz net hale geldi. Monitörlerde görüntüyü büyüttüğümüzde bile en ufak ayrıntı bozulmuyor. Yani bağırsak duvarındaki minicik bir değişikliği bile rahatça görebiliyoruz.

Bir de ışık teknolojisi çok gelişti. Sadece beyaz ışıkla bakmıyoruz artık. Sarı ışık, mavi ışık, damarları belirgin gösteren özel filtreler var. Bu ışıkları değiştirdiğimizde bağırsaktaki en ufak renk değişikliği, yara, polip çok daha belirgin hale geliyor. Normal ışıkta “biraz kızarıklık var” gibi görünen bir alan, sarı ışıkta bir anda “bak burası yara” diye kendini gösteriyor. Bu sayede tam olarak hangi noktadan biyopsi almamız gerektiğini çok daha net belirleyebiliyoruz.

Bir diğer önemli konu da yapay zeka desteği. Artık cihazlar işlem sırasında ekranda bize küçük uyarılar veriyor. “Şuraya bir daha bak, burada minik bir polip olabilir” diye işaretliyor. Özellikle geri çıkarken, yani görüntüleri son kez tararken, gözden bir şey kaçmaması için bu destek çok işe yarıyor. Böylece kanser öncüsü olabilecek en küçük polipleri bile fark etme şansımız artıyor.

Bir polip gördüğümüzde ışık filtreleri ve yapay zeka sayesinde onun yapısı hakkında da çok hızlı fikir sahibi olabiliyoruz. İyi huylu mu, kanser öncüsü mü, tamamen alınması gerekir mi… Hepsine çok daha doğru karar verebiliyoruz. Kanser öncüsüyse mutlaka tamamen temizlenmesi gerekiyor. İyi huylu olanlar bile çoğu zaman yine alınıyor çünkü ileride sorun çıkarma ihtimali var.

Tüm bu teknolojiler sayesinde hem işlem süresi kısaldı hem de işlem sonrası şikayetler azaldı. Artık çok daha az hava vermemiz gerekiyor, bu da işlemden sonra yaşanan şişkinliği ve gazı ciddi şekilde azaltıyor. Yani hastalar masadan perişan şekilde kalkmıyor, tam tersine çoğu “Bu kadar kolay mıydı?” diye şaşırıyor.

Yapay zekâ şu an en çok kolonoskopide kullanılıyor ama ilerleyen dönemde diğer endoskopik işlemlerde de büyük destek vereceğini düşünüyoruz. Bunun için biraz daha veri birikmesi gerekiyor ama gidişat çok olumlu.

Kısacası kolonoskopi artık eskisi gibi zor ve korkutucu bir işlem değil. Hem çok daha güvenli, hem çok daha konforlu, hem de hastalığı erken yakalama konusunda inanılmaz derecede başarılı hale geldi. Umarım aklınızdaki soru işaretlerini biraz olsun gidermiştir.

Aklınıza takılan başka bir şey olursa her zaman sorabilirsiniz.